Londra’da Hayatta Kalma Rehberi

İngiltere’ye ilk gelişim 2007’de, eğitim içindi. Daha önce turist olarak Avrupa’daki ülkelere gitmiştim ama buraya hiç gelmemiştim. Onun için okumak için gelip de uçaktan indiğimde adeta sudan çıkmış balık gibiydim. Baktım blogumdaki en popüler yazılarımdan ikisi İngiltere’de Günlük Hayat-1 ve İngiltere’de Günlük Hayat-2, ben de burada özellikle de öğrenci olarak ilk günler nasıl hayatta kalınır, ondan bahsedeyim dedim.

Vize tipleri: Maalesef Muhafazakar Parti hükümeti Türklerin de faydalandığı birçok vize tipini geçtiğimiz yıllarda yürürlükten kaldırdı. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için buraya kalıcı olarak gelmenin (öğrenciliği saymıyorum, çünkü öğrenci olarak geçirdiğiniz süre kalıcı oturma iznine sayılmıyor) üç yolu kaldı:

  • Eş / dependant vizesi (bunu bir İngiliz vatandaşı ile evlenirseniz alabilirsiniz, sanırım üç yıl içinde kalıcı oturma iznine gidiyor)
  • Tier 2 vizesi (iş bulduğunuz şirketinizin size vize alması yani sponsor olması, ne kadar sürede kalıcı oturma iznine gidiyor bilmiyorum)
  • 1960’lı yıllarda Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan özel bir anlaşma olan Ankara Anlaşması’nın sağladığı girişimci vizesi (bu vize için kendi şirketinizi kurmanız ve müşterilerinize fatura kesmeniz gerekiyor. Çoğu IT’ci olmak üzere burada şu an kalan birçok Türk bu vizede. Bir yıldan sonra vizenizi üç yıllığına yenilemeniz gerekiyor. Bu dört yılın sonunda kalıcı yani süresiz oturma iznine sahip oluyorsunuz. İngilizce kısaltması ILR.

Bavula ne koymalı?: Diyelim vizenizi aldınız, Londra’ya gelmeye hazırlanıyorsunuz. Bir kere bence büyük bir havayolu şirketiyle gelin ve bagaj hakkınızı sonuna kadar kullanın. Sonra Türkiye’den size bir şeyler gönderilmesi zor ve masraflı oluyor. Burada birçok Türk marketi ve lokantası var, spesifik şeyler haricinde çoğu şeyi bulmak mümkün. Türkiye AB ülkesi olmadığı için oradan et ve süt ürünleri buraya getirmeniz yasak, yakalanırsanız cezası var. Ama diğer yiyecek-içecek maddelerini getirebilirsiniz. Bence yiyecek getirecekseniz burada bulamayacağınız şeyler getirin. Örneğin, Türk kahvesi seviyorsanız küçük bir cezve, güzel salça, annenizin tarhanası, belki biraz erişte… Ben mesela Londra dışında küçük bir şehre gideceğim için, biraz da annemin zoruyla Türk kahvesi, küçük cezve ve tarhana getirmiştim. Hiç Türk bakkalı olmayan o şehirde yağmurlar başlayıp sonbahar yüzünü gösterince bunların kıymetini anladım. Annem de çok hayır duası aldı tabii 🙂

Ya da yiyecek işine hiç girmeyin. Giysi konusuna gelince, burada spor ayakkabısı ve kıyafetleri inanılmaz ucuza satılıyor. Kozmetikler de öyle. Bunlarla hiç sınırlı bagaj yerinizi doldurmayın. Duş jeli ve şampuan gibi şeyleri Poundland adlı, her şeyin bir sterline satıldığı ucuzcu mağazalardan da alırsınız geldiğinizde. Ucuza yeni kitaplar satan kitapçılar var burada. Kütüphanelerden güzel ve yeni kitaplar, DVD ödünç alabilirsiniz. Bunları da hiç taşımayın derim. Zaten artık DVD devri kapandı, burada herkes Netflix’ten film ve dizileri “streaming” yoluyla internet üzerinden izliyor. Bence hatırası olan şeyler ama işinize de yarayacak şeyler getirin, hediye bir şal, el örgüsü bir bere. Ve mutlaka bir şemsiye! Bir de İngiltere prizleri için adaptöre ihtiyacınız olacak. Bunu havaalanından veya geldikten sonra büyük Boots mağazalarından, elektronikçilerden alabilirsiniz. İyi bir palto, bir bot, kazak gibi temel ve pahalı parçalarınızı getirin, gerisini ucuzlukta buradan da alırsınız. Burada bir de her daim ucuzlukta olan ama marka satan TKMaxx diye bir mağaza var. Oradan ve GAP, H&M gibi yerlerden kot pantolon, tişört, bluz gibi şeyleri alırsınız. Türkiye’ye birkaç kere gidip geldikten sonra insan eşyalarının çoğunu getirmiş oluyor zaten 🙂

Uçak bileti alımı ve havalimanı seçimi: Biletlerinizi Skyscanner veya Momondo üzerinden alabilirsiniz. Londra’da dört havalimanı var, en büyüğü, başlıca havalimanı Heathrow batıda, zone 6’da bulunuyor. Avantajı metro hattı üzerinde olması. Dolayısıyla buradan ucuz bir şekilde merkeze gelebiliyorsunuz. Ama en kalabalık ve en uzun kuyruklar da burada. Diğer üç havalimanı küçük. Gatwick güneybatıda, artık Türk Hava Yolları buraya da uçuyor. Bizim en çok kullandığımız havalimanı. Kuyruklar daha az ve trenle merkeze ulaşmak çok kolay (kırk dakika civarında) Stansted ise kuzeyde olduğu için Londra’nın kuzeyinde oturanlar için ideal. Luton havalimanı şehrin çok dışında. Biz pek tercih etmiyoruz. Londra merkeze gelmeniz gerekeceğini varsayarsak, astarı yüzünden pahalıya gelecek bir uçuş. Zaten yorgun olacaksınız, eşya taşıyacaksınız. Daha yakın bir yere gelmeniz daha mantıklı. Bir de City havalimanı var ama Türkiye’den buraya uçuş yok. Avrupa’ya gidecekseniz burayı kullanabilirsiniz çünkü minyatür, dolayısıyla kuyruk fazla değil. Üstelik Londra’ya en yakın havalimanı. Doğu Londra’da bulunuyor ve ulaşım çok kolay.

Havaalanından ulaşım: Değerli paranızı taksiye vermeyin. Türkiye’deki gibi kestirmeden gitme olayı olmadığı için kısa da sürmüyor. Ayrıca burada taksiler pahalı. Aşırı bagajınız varsa Uber uygulamasını kullanarak telefonunuzdan yarı fiyatına taksi çağırabilirsiniz. Easyjet’le geliyorsanız Easybus adlı minik shuttle servislerine binebilirsiniz. Önceden online rezervasyon yaptırırsanız çok ucuz. Ama büyük bavulu sorun ediyorlar, dolmuş havasında olduğu için birkaçına binemeyebilirsiniz, hangisinde yer olursa ona binmeniz gerekebiliyor, bu da zaman kaybına neden oluyor. Onun yerine biraz daha fark verip National Express adlı otobüs firmasını tercih edin derim. Bunda Easybus gibi dolmuş havası yok, rahat ve geniş koltuklarda geliyorsunuz ve büyük bavullarınızı da sorun etmiyorlar. En konforlu ve hızlı ulaşım yolu ise National Rail trenleri veya ekspres trenler (Gatwick Express, Heathrow Express, Stansted Express). Ekspres trenler çok daha hızlı ama pahalı. Biz genelde National Rail trenlerini tercih ediyoruz. Tabii oturduğunuz yere göre de değişir.

london-blog

Geçici kalacak yer bulma: Eğer okulunuz ya da işyeriniz belliyse evinizi işyerinize yakın tutmanız avantajınıza olacaktır. Belli değilse yani önce evi bulmanız gerekiyorsa, önce hostel gibi geçici bir yerde kalıp, iş bulduktan sonra ev aramanızı tavsiye ederim. Biz ilk geldiğimizde Londra’nın merkezindeki Kensington West Hostel‘de 10 gün kadar kalmıştık. Artık Easyjet’in ucuz otel zinciri EasyHotel veya airbnb gibi seçenekleriniz de var. Biraz daha para vereyim ve daha merkezi olsun derseniz Hyde Park yakınlarında, Bayswater’da bir Türk hanımın işlettiği Troy Hotel var. Burada da kaldığımız oldu. Lüks değil, ama üç yıldızlı ve temiz bir yer.

CV işi: CV’nize vize ve yabancı diller (English-seviyesi ne ise-, Turkish-native diye) bölümlerini mutlaka ekleyin. Fotoğrafınızı, doğum tarihinizi, medeni halinizi ise yazmayın. İngiltere’de bu özelliklere göre ayrımcılık yapılıyor diye bunları yazmak hoş karşılanmıyor. Adınız ve iletişim bilgileriniz bu noktada yeterli. Ama cinsiyetiniz belli olsun diye adınızın önüne Ms ya da Mr koyabilirsiniz.  Ayrıca bu noktada “covering letter” yani kapak mektubunun önemine dikkat çekmek istiyorum. Bizdeki gibi aynı CV ile, hele de covering letter’sız iş başvurusu yapmak burada hoş karşılanmıyor. Sizden covering letter yazmanız ve hem bunu, hem de CV’nizi başvuru yaptığınız işyerine ve pozisyona göre uyarlamanız bekleniyor.

 resim 2

Oda / ev bulma ve Londra semtleri: Diyelim işinizi de buldunuz, oda arıyorsunuz. Tebrikler! 🙂 Oda için bizim de zamanında kullandığımız spareroom.co.uk sitesini tavsiye ederim. Burada non-smoking (evde sigara içilemediği anlamına gelir), no pets (evde evcil hayvan istenmediği anlamına gelir, titiz biriyseniz önemli bir kriter), couples (çiftler için yani daha büyük ve iki kişilik odalar), double bedroom (iki kişilik yatak), single bedroom (tek kişilik), en-suite bathroom (genelde odaya bitişik, bazen de ayrı ama sadece size özel banyo)  gibi  birçok seçenek üzerinden arama yapabiliyorsunuz. Ben fotoğrafsız yerleri eliyordum mesela. Titizseniz veya daha önce hiç ev paylaşmadıysanız, imkanlarınız da el veriyorsa özel banyolu oda tutun, böylece diğer ev arkadaşlarınızla paylaştığınız yer sadece mutfak olacaktır. Bazı evlerde salonda da bir kişi kaldığı için oturmak için filan ortak bir alan olmuyor. Böyle evlerde insana sürekli küçücük bir odada oturmaktan daral gelebiliyor. Mümkünse ortak kullanabileceğiniz alanı olan evleri tercih edin derim. Tabii sınırsız internet de önemli. Odayı Türkiye’den doğru, yani görmeden tutmayın. Odalarda genelde en az üç ay veya altı ay kalmanız gerekiyor. Kontrat olmuyor, ama isteyebilirsiniz, elinizde yazılı bir belge olursa daha güvende olursunuz. Gumtree sitesine bakmayın derim, orada çok dolandırıcılık olabiliyor. Üçten fazla kişinin yaşadığı evler bazı durumlarda ev olmaktan çıkabiliyor. Hem temizlik, hem gürültü anlamında. Çok ucuz yerlerde güvenlik sorunu olabilir. Londra deyip geçmemek lazım, her yeri aynı değil, bazı semtlerinde İstanbul’u mumla ararsınız 🙂 Fiyat arttıkça genelde semtler nezihleşiyor.

Londra’da genelde güzel, nezih yerler Batı (W posta kodu) veya Güneybatı Londra’da (SW posta kodu) bulunuyor. Beyaz İngilizler, aileler, bahçeli evler düşünün. Buralar çok ucuz değil, ama ulaşımı iyi, suç oranı düşük…

Doğu Londra (E posta kodu), özellikle de Shoreditch ve civarı hipster’ların, tasarımcıların, yaratıcı sektörde çalışanların ve start-up sahiplerinin mekanı.  Biraz salaş ama çok cool ve trendy bulunan lokantalar ve barlar hep burada. Gece eğlencesi için iyi, ama bana sorsanız ben oturmam, ama tercih sizin. Toplu taşıma ulaşımı o kadar iyi değil. Genelde otobüs ve “overground” denen üst trene bağlı. Onlar da yavaş gidiyor ve her durakta duruyor. Metro az yerde var. Şimdi pahalı da sayılabilir çok moda yerler olduğu için. Ama City’de veya Canary Wharf’ta yani Londra’nın finans merkezlerinde çalışacaksanız tercih edebilirsiniz, çünkü oraya çok yakın. Bisikletle bile gidilir. Finans merkezleri dışında Doğu Londra posta koduna sahipd mahallelerin çoğu bol sosyal konutun olduğu, yoksul, dökülen mahalleler.

Güneydoğu Londra (SE posta kodu) yeni gelişiyor, çoğu yeri şu an çok iyi değil, ama ailelerin bulunduğu ve mahalle havasının hissedildiği, nispeten ucuz ve bol parka sahip semtler de yok değil. Genelde suç oranı daha yüksek diye biliyorum. Ama tabii ki her yerin istisnaları var.

Kuzey Londra’nın (N, NW ya da NE posta kodu) iyi yerleri var, kötü yerleri de var, karışık. Ama Türklerin çoğu burada oturuyor. Bir de Northwest, Northeast’e göre daha nezih ve pahalıdır.

Londra’nın toplu taşıma sistemi kaliteli olduğu için tuttuğunuz yerin merkeze yakın olması şart değil, bir istasyona yakın olması da yeterli olacaktır. Londra 6 bölgeden (zone) oluşuyor, merkez zone 1. Tahmin edebileceğiniz gibi en uzak zone ise 6 (bazı metro hatları zone 9’a kadar gidiyor) Zone 3’ten sonra merkezde çalışıyorsanız işe gidip gelme süreniz uzuyor. İnternette bulup beğendiğiniz odanın posta kodunu Google Maps’e girip metro veya tren istasyonuna yakınlığını ölçmenizi tavsiye ederim. 0.5 milin altında olursa çok rahat yürürsünüz. Bu şekilde toplu taşıma bağlantılarını da anlamış olursunuz ve kararınızı ona göre verirsiniz. Bir de posta kodunu Londra suç haritasına girip bakın, kırmızı yerlerden kaçının. Suç oranı olmayan yer bulmak imkansız gibi bir şey, sarı olan yerleri tutabilirsiniz. Bütçeniz müsaitse oda yerine stüdyo daire tutarsanız tabii ki daha rahat edersiniz, o başka.

Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak

Fotoğraf: Filiz Taylan Yüzak

Banka hesabı: Henüz iş bulamadıysanız ya da öğrenci değilseniz banka hesabı işi uzun sürebiliyor. Bunlardan biri varsa çok kolay, dikkat etmeniz gereken bir nokta sizden aylık sabit işlem ücreti kesmeyen bir banka veya hesap çeşidi bulun.

Ama gelip burada iş arayacaksanız herhangi bir ev faturası veya belediye vergisi (council tax) faturasının üzerinde isminiz olması gerekiyor, yoksa çoğu banka yeni geldiğinizde size hesap açmıyor. Biz eğitimim bitince Londra’ya taşındık. Daha iş arıyorduk ve odada kaldığımız için faturaların üzerinde ev sahibinin ismi vardı. O zaman eşim ev sahibinden bu kişi bizim evimizde kalmaktadır diye bir mektup alarak Santander adlı İspanyol bankasında nispeten kolay bir şekilde banka hesabı açmıştı. Ya bu yolu deneyin ya da ev arkadaşlarınıza faturalardan birini üzerime almak istiyorum, deyin.

Cep telefonu: Hat almak çok kolay, herhangi bir operatörün mağazasına gidip 5 sterline bir kontörlü hat (pay-as-you-go) alıyorsunuz. Tam hatırlamıyorum ama bunun için kimlik veya pasaport isteyebilirler. Türk ehliyetini kimlik olarak kabul ediyorlar bu arada. Genelde aldığınız sim kartın içinde 5 sterlinlik kontör oluyor, yani sim kart bedavaya geliyor. Yani en azından adı şimdi EE olan firmada yıllar önce öyleydi. Bence önce bir kontörlü hat alın, sonra iş bulunca operatörleri karşılaştırarak faturalı hatta geçersiniz. Operatör de değiştirseniz numara taşımak çok kolay. Zaten ilk aşamada burada tanıdığınız olmadığı için iş dışında çok işiniz düşmeyecek telefona. Türkiye’yi hep internet üzerinden arayacaksınız. Skype, Tango, WhatsApp ve Viber çok faydalı oluyor. Bu arada kontörlü hattınızı Lyca Mobile veya Lebara Mobile‘dan alıp Türkiye’yi çok ucuza arama şansınız da var.

İşinize yarayacak diğer bilgileri ilgili konu başlıkları altında www.alaturkalondra.com/forum adresinde bulabilirsiniz. Alaturka Londra, benim de yazdığım bir Londra’daki Türkler forumu. Biz ilk geldiğimizde çok faydalanmıştık. Bu forum yazarlarının yüzde 99’u IT’ci ve Londra’da çalışıyor. Forumda buraya yerleşme, ev tutma, Londra’nın semtleri, vize, iş arama gibi birçok konuda bilgi var. Ayrıca ilgili başlık altına iş aradığınızı yazabilirsiniz. Zaman zaman firması eleman alacak arkadaşlar da bunu forumda yazıyor. Böylelikle de iş bulmak mümkün.

Grafik tasarımcı arkadaşım Ayşe Kongur’un başarılı logosu…

Grafik tasarımcı arkadaşım Ayşe Kongur’un başarılı logosu…

Bir kere düzeninizi kurduktan sonra Londra’da yaşamak gerçekten zevkli. İlk başta biz de çok zorlanmıştık. Burada kritik nokta, ilk başta hemen iş bulamayabilirsiniz diye yeterli miktarda birikmiş parayla gelmek ve ilk zamanlar fazla para harcamamak. Umarım bu yazı okuyanlara faydalı olmuştur. Sorularınızı yorum olarak bu yazının altına bırakabilirsiniz. Cevap vermekten mutluluk duyarım. Gelecek olanlara iyi şanslar! 🙂

42 thoughts on “Londra’da Hayatta Kalma Rehberi

  1. Merhaba öncelikle yazınız harika teşekkürler, iiş aramak için verdiğiniz blog adresi adresi açılmıyor acaba geçerli ya da güncel bir site var mı iş arayabileceğim.

    Beğen

    • Tesekkurler Ebru Hanim, yazimi begenmenize sevindim. Site yakin zamana kadar calisiyordu. Sanirim gecici bir aksaklik olmali. Simdi ben de calistiramadim. Is arayabileceginiz sitelerden bazilari:

      Jobserve
      Monster
      Reed
      Guardian Jobs
      Indeed
      Total Jobs
      Jobsite

      Bunlar disinda sektore ozel siteler de olabiliyor.

      Ama bu blog artık kapalı. Artık sadece şurada yazıyorum: http://www.ingilizfiliz.com
      Abone olmaya ne dersiniz? 😉

      Beğen

  2. Merhaba yazdığınız her kelime için ayrı ayrı teşekkür ederim, çok faydalı bir yazı olmuş. Londra da ucuz yoldan yemek yeme ihtiyacımı nasıl karşılayabilirim?

    Beğen

    • Merhaba Asli Hanim, guzel yorumunuz icin tesekkurler. Londra’da ucuz yoldan yemek icin supermarketlerin aksamlari indirim saatini bekleyebilirsiniz. Bircok yiyecegi saat 18.30’dan sonra falan her gun `reduced` yapiyorlar. Bunun nedeni bunlarin kullanma tarihinin o gun gecmesi. Ama balik, deniz ve sut urunleri disinda bircok urunu ve hazir yemegi (ready meal) reduced olarak alinca sorun olmuyor. Ayrica Aldi, Lidl ve Asda gibi ucuz supermarketleri kullanabilirsiniz. Ucuz donmus urunler satan Iceland’in bircok semtte subesi var. Bunun disinda aklima gelen fast food, Mc Donald’s, Burger King ve chicken shop’lar. Ama fast food’a saglik acisindan cok takilmayin derim 🙂 En iyisi supermarketlerden promosyondaki veya ucuzlamis urunleri alip kendiniz evde pisirmeniz.

      Disarda yemek isterseniz Pakistan mahallesi Tooting ve Turk mahallesi Haringey’de ucuz ve guzel restoranlar gani gani.

      Ama bu blog artık kapalı. Artık sadece şurada yazıyorum: http://www.ingilizfiliz.com
      Abone olmaya ne dersiniz? 😉

      Beğen

  3. ben de bu yaz londraya gelip orada kalmanın yollarına bakıcam ve bir kaç sorum var
    1-) Londra da zone arttıkça odenecek tutar da artıyor mu?
    2-)ilk olarak mcdonald veya rostorant veyahut da bi cafe de işe girmek mantıklı mı? değilse ne gibi işlerde çalışılınabilir?
    3-)Türkler’e karşı tutumları nasıl?

    Beğen

    • Tabii ki, merkez olan 1. bölgeden dış bölgelere doğru gidildikçe toplu taşıma ücreti artar. Toplam 6 bölge var.

      Evet, bu yapılabilir. Ama ücreti düşük olur. Yine de bence ilk geldiğinizde buraya adapte olurken para kazanabilmeniz açısından mantıklı. Ailelerin yanında çocuk bakımı ve hafif ev işleri yani au-pair’lik, fuarlarda ve organizasyonlarda bilet kesme ve karşılama işleri, hostellerde resepsiyonist, lokantalarda, kafe-bar-pub’larda garson veya barmen/barmaid olarak çalışma, İngilizceniz iyiyse devlet hastanelerinde Türkçe tercümanlık (bu daha çok para kazandırır) gibi işler yapabilirsiniz. Ancak bunların hepsi için çalışma izni şart.

      İngilizlerin Türklere karşı tutumları gayet iyi, Avrupa ülkelerine kıyasla ırkçılık yok denecek kadar az bizlere karşı.

      Ama bu blog artık kapalı, yeni bloguma gitmeye ne dersiniz? Adresi: http://ingilizfiliz.com/

      Beğen

  4. Merhaba 🙂
    Londra’ya yerleşme planı yapan kemancı ve keman öğretmeniyim. Çok standart bir mesleğe sahip olmadığımdan, nasıl iş bulacağımı da bilemedim. Özel keman dersi vermek ve restoranlarda bizim müziklerden çalmak amacındayım. Nasıl bir yol izlemeliyim, bana yardım eder misiniz? 🙂

    Beğen

  5. Merhaba ben dil egitimi icin londraya gelmek icin ugrasiyorum ve nette gezerken yazinizi gordum aklimdaki sorulara cevap bulabilme umuduyla soruyorum. Konaklamanin pahali oldugundam yakiniyo cevremdekiler uygun fiyat icin napabilirim ikincisi de calisma izni olmadan is bulma sansimoz nedir aceba. Cevabinizi bekliyorum tesekkurler.

    Liked by 1 kişi

    • Merhaba Berrin Hanım, çalışma izni olmadan ancak düşük ücretli ve kaçak olarak çalışılıyor, ama tavsiye etmem. Yakalanırsanız sınır dışı edilirsiniz. Eğer ev paylaşır yani ev yerine oda tutarsanız, çok merkezi olmamasına da razı olursanız konaklamanızın fiyatı da düşer. Kolaylıklar 🙂
      Ama bu blog artık kapalı. Artık sadece şurada yazıyorum: http://www.ingilizfiliz.com
      Abone olmaya ne dersiniz? 😉

      Beğen

  6. Merhaba ben ocak ayi gibi gelmeyi dusunuyorum ama cevremdekiler vize alamazsin diyorlar ve is yerim var hesabimda param ve arabam var sizce vize alabilirmiyim turist olarak simdiden teşekküler

    Beğen

  7. Filiz Hanım Merhaba,

    Öncelikle teşekkürler. Makale çok faydalı olmuş. İngilizce kursu için önerebileceğiniz bir kurs var mı? Orta seviye ingilizcem var diyebilirim. Ne kadar süre yeterli olur?

    Teşekkürler
    İyi çalışmalar

    Beğen

    • Tesekkurler Enes Bey. Ben burda kursa gitmedim ama St Giles adli okulu bir tanidik begenmisti. Bircok iyi okul oldugu gibi bircok kotu okul da var burda. Arastirma yapip rating’lerine bakmak iyi bir fikir olabilir.

      Bu sorunuza cevap verecek kisi ben degilim maalesef. Bir kursla anlastiktan sonra o kursun cevap verebilecegi bir soru bu. Zaten her kurs size bir seviye belirleme sinavi yapip ona gore sizi bir sinifa yerlestirecektir. Sinavsiz bu sorunun cevabini vermek imkansiz.

      Ama bu blog artık kapalı. Artık sadece şurada yazıyorum: http://www.ingilizfiliz.com
      Abone olmaya ne dersiniz? 😉

      Beğen

  8. Merhabalar 🙂
    Haziran’ın sonuna doğru İngiltere’ye gelmeyi planlıyorum.Yazılarınızı okudum,gerçekten çok faydalı bilgiler vermişsiniz.Teşekkür ederim.Geldiğimde ne kadar kalacağıma dair bi’netlik yok eğer iş bulabilirsem sıkılana kadar kalmayı hedefliyorum.Size sormak istediğim soru ise ”ortalama olarak ne kadar zamanda iş bulabilirim ve bu geçen sürede ne kadar para hayatta kalmamı sağlar?”.
    not:bulgaristan vatandaşı olduğum için avrupa kimliğim var.

    Liked by 1 kişi

    • Bu blog artık aktif olmadığı için mesajınızı yeni gördüm. Rica ederim, beğenmenize çok sevindim 🙂 Bu alanınıza göre değişir, örneğin IT ya da finans alanında çalışacaksanız çabuk iş bulursunuz. Buraya en az 3 aylık birikmiş para ile gelmenizi tavsiye ederim. Çünkü para TL olarak birikiyor, ama pound olarak harcanıyor ve ilk başta iş olmayınca kira, ulaşım gibi büyük giderleri hep cepten yemek anlamına geliyor. Dolayısıyla sıkıntı çekmemek için buna dikkat etmekte fayda var. Bu blogu kapatıyorum, yeni blogum ingilizfiliz.com a beklerimç Facebook fan page’i de var. 🙂

      Beğen

      • Yeni bloğunuzu da okuyucam teşekkür ederim cevabınız için.Fakat henüz öğrenci olduğum için ne iş olursa yapmayı düşünüyorum ve zaten amacım ingilizcemi geliştirmek.21 ila 25 arası smart hyde park adında bir hostele rezervasyon yaptırdım bile. O tarihler arasında iş bulmayı hedefliyorum.Her türlü tavsiyenize açığım. 🙂

        Liked by 1 kişi

      • Iyi yapmissiniz, o zaman garsonluk, bilet kesme gibi isler olabilir. Bu bilet kesme gibi isleri yapan fuar organizasyon firmalari var, onlara cv yollayin isterseniz simdiden. Cunku dort gun icinde is bulamayabilirsiniz. Onceden basvurulari yapin ki gelince mumkun oldugu kadar cok mulakata girecek vaktiniz olsun derim. Turk lokanta ve kafelerine de sorabilirsiniz eleman ariyorlar mi diye? Babaji, Sofra gibi merkezdeki yerlere sorun isterseniz. Bir de Haringey var Turk mahallesi, orada pek cok lokanta, market, kafe, kuafor, berber var.

        Beğen

  9. Ben Londradan bir arkadaş buldum. Aylardır konuşuyoruz ve mayıs’ta Türkiye’ye gelecek. Sonra da ben oraya gideceğim kısmetse. Fullham’de yaşıyor. Bir İngiliz. Eğer kısmet olursa da ciddi bir adım atma olasılığımız yüksek😊 Yazınız bir rehber çok faydalı. Çok teşekkür ederim bunun için. Eğer bir tavsiyeniz varsa lütfen söyleyin😇 Teşekkür ediyorum.

    Liked by 1 kişi

    • Hayir, Turkiye’de yasadiginiz icin oradan basvurmanis lazim sirket kurmak icin. Ama burada bir is teklifi alirsaniz durum farkli olabilir. Ben uzun suredir vize isleriyle ugrasmiyorum. Kurallari son yillarda epey degistirdiler. Ingiltere hukumetinin internet sitesinden bakarsaniz daha kapsamli bilgiye ulasabilirsiniz. http://www.gov.uk vizeler bolumu

      Beğen

      • Anladım teşekkür ederim.Londra nasıl şuan güzel mi bari çok merak ediyorum.İlginize teşekkür ederim

        Beğen

      • Rica ederim 😉 ben seviyorum, bu ara kis oldugu icin biletler ucuz. Turist vizesiyle ucuz bir bilet alip gelin buraya derim. Dolasip gezince daha netlesir burada yasayip yasamak istemediginiz. Hic gelmediginiz bir yerde yasama karari almak yanlis olur diye dusunuyorum.

        Beğen

  10. Vize olaylarını çok problem ediyorum.Bir sürü tanıdığım akrabam orda ama onların davetiyesi olmadan birşey yapabilir miyim.Saygılar

    Beğen

Yorum bırakın